Ebeveynler olarak, çocuklarımızın ödev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmesini bekleriz. Ancak bu sorumluluk bilincinin gelişebilmesi için küçük yaştan itibaren çocuğa kendi başına hareket etme fırsatı vermemiz çok önemlidir. Çocuk kendi başına neler yaptığını gördüğü zaman, kendisine güveni artar ve davranışlarının sorumluluğunu alma becerileri gelişir. Kendi başına yapabileceği işleri onun yerine yaptığımız zaman sorumluluk alma becerisinin gelişmesini engellemiş olabiliriz. Çocuğun yapabileceklerini üstlenmek yerine, teşvik eden, yol gösterici bir rolde olmalıyız. Okul öncesi dönemlerde, çocuklara evde sorumluluk verilmeye başlanırsa, sonraki öğrenim yaşantıları boyunca da sorumluluk alma becerilerinin temeli atılmış olur.
O halde, ödev ve sorumluluk bilincinin yerleşmediği çocuğa nasıl yardımcı olabiliriz?
Sistemli bir davranış biçimi ve belli düzenlemelerden oluşan bir ‘yeniden yapılandırma’ çocuğumuza ve ev ortamına olumlu katkıda bulunabilir. Özellikle okula yeni başlayan çocuklar, ders çalışma alışkanlığını edinebilmek için ailelerinin desteğine gereksinim duyarlar. Başlangıçta bu desteği vermek, ödev yaparken onun yanında bulunmakla eş anlamlı olabilir. Zaman içinde, ebeveynlerin sadece bilgi danışılabilecek biri konumuna gelmesini bekleriz.
Genellikle çocuklar en büyük güçlüğü ödev yapmaya ya da ders çalışmaya başlama aşamasında yaşarlar. Bu konuda ona yardımcı olabilmek için gününü birlikte planlayabilirsiniz. Dinlenme molaları ve çalışma süreleri belirlemeniz; onu anladığınız ve takdir ettiğiniz mesajıyla pekiştirildiğinde ödev sorumluluğu kazanmasında işe yarayacaktır.
Çalışılacak yerin belirlenmesi; her çocuk için uygun ortamın yaratılması farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar için etraftan gelen gürültü rahatsız edici, dikkat dağıtıcı olabilir. Bu nedenle çocuğunuz ders çalışırken televizyon, telefon gibi onu rahatsız edebilecek etkenleri gözden geçirmek çok yararlı olabilir. Bu yüzden çocuğunuzla, hangi ortamların ve koşulların daha iyi olacağını saptamak amacıyla birkaç deneme yapabilir, çeşitli durumları deneyerek çocuğunuzun yaptığı ödevini, ne kadar zaman aldığını, onun davranışlarını ve tepkilerini değerlendirmeye çalışabilirsiniz. Bu gözlemleriniz sonucunda doğru çalışma ortamını daha sağlıklı belirlemiş olursunuz.
- İlköğretimin ilk yıllarında çocuklar, ödeve başlamadan önce kalem, kağıt, cetvel gibi malzemeleri hazırlarken çok zaman harcar. Buna engel olmak için, çocuğunuzun çalışma masasında onun gereksinim duyacağı bütün malzemeleri bulundurmaya özen göstermelisiniz.
- Ödeve başlamadan önce o günkü ödevlerinin belirlenmesi ile başlamak faydalı olur. Uzun ödevleri parçalara ayırabilir, zevkle yapacakları ödevlerden başlamasına müsaade edebilirsiniz. Ödevini tamamlaması için ona uygun süre verdiğinizden emin olun. En fazla 40 dakikalık bir çalışma süresinden sonra ara vermesine fırsat verin.
Zamanın ayarlanması, iyi planlanması, kişi için yaşam boyu önemi olan bir beceridir. Bu çok değerli beceriyi küçük yaşlarda kazanmaya başlaması için bu tür süreli ödevler çok iyi bir fırsattır, çünkü alışkanlıklar çocukla beraber büyür.
- Okulun ilk yıllarındaki çocuklar için ödev yapmak zor bir iştir. Bu yaş grubundaki çocuklar için, günlük ödev yapma düzenini kurabilmek çok güç olabilir. Bu tür durumlarda, ödev yapmayı daha zevkli bir hale getirebilmek için ödül kullanmak yararlı olabilir. Çocuğunuza ödevini tamamladığında kendi kendisini ödüllendirmesini de öğretebilirsiniz. Zamanla ödülün büyüklüğü ile yapılacak ödevin uzunluğu konusunda gerçekçi kararlar almayı öğrenebilirler.
AİLENİN ROLÜ
Ebeveynler, ödevin düzenli ve doğru olarak yapılıp yapılmadığını görmek için gözden geçirebilirler. Yanlışları onu kırmayacak şekilde gösterilebilir, bunları düzeltmesini isteyebilirler.
Aileler ödevin asıl amacınının, çocuğun kendisine öğretilmiş olan beceriyi kendi başına tekrarlamasını sağlamak olduğu gerçeğini hep akılda tutmalıdır. Çocuktan, verilen ödevin yardım almaksızın en az %70 ini doğru olarak yapabilmesi beklenir. Eğer çocuk sizden yardım almaksızın bunu başaramıyorsa, o zaman çocuğunuzun verilen ödevi yapabilmek için gereken bilgi ve becerileri öğrenmede eksikleri olabilir. Bu durum karşısında ailenin öğretmenle görüşmesi gerekebilir.
Çocuğunuzdan beklentiniz onun düzeyine uygun olmalıdır. Tam bir gün boyunca okulda okuduğunu ve eve yorgun döndüğünü unutmayınız. Ona dinlenme zamanı tanıdıktan sonra ödevinin başına oturması için isteklendirmenizi, onu anladığınız ve takdir ettiğiniz mesajlarınızla desteklediğinizde ödev sorumluluğu kazanmasında işe yarayacaktır. Beklenti düzeyinin çok yüksek olması, çocukta başarısızlık duygusu ve çaresizlik hissi yaratabilir. Unutmayınız hataların düzeltilmesi, öğrenmenin pekiştirilmesi için çok değerli fırsatlardır. “Ders alınmış başarısızlık, başarı demektir.”
Meral Uğur Sağlam
Çocuk ve Ergen Psikoloğu