Yeni yıl hayalleri, hedefleri; mutluluk ve beklentileri de beraberinde getiriyor. Beklenti ve isteklerimiz farklı olsa da, hemen hemen hepimizin yeni başlangıçlara adım atma planları yaptığı ve köklü değişimler istediği zamandır yılın ilk başlangıç tarihi. Yeni kararlar umut dolu bir içtenlik çerçevesinde planlanır, kimimiz hayal kurarız, hayallerimize giden yoldur kararlarımız, kimimiz değişmeye şartlarız kendimizi. Değişim için karar almaktan daha zor olan bir şey varsa, o da alınan kararları uygulamaya geçirmek ve sürdürülebilir kılmaktır. Bir farkındalık sonucu alınan kararların; erteleme, motivasyon kaybı, endişe ve kaygı gibi etkenler sonucu sürdürülemediğini görmekteyiz.
Peki büyük bir hevesle aldığımız kararları hayata geçirmekte ve sürdürülebilir kılmakta neden zorlanıyoruz ?
- Hedeflerimiz açık, net ve ölçülebilir olmadığında; Beklentilerimizin ulaşılabilir ve planlı olması gerçekleştirilme olasılığını arttıracaktır. Örneğin, ‘’Bu yıl ailemle daha fazla zaman geçireceğim.’’ net ve ölçülebilir bir hedef değildir. Bunun yerine ‘’İki haftada bir Pazar akşamları ailemi yemeğe çıkartacağım.’’ çok daha net ve ölçülebilir bir hedef olarak listelenebiliyor.
- Gerçekçi hedefler belirlenmediğinde; Öncelikle uygulanabilir ve yaşantımız ile ilişkili kararlar alarak listemizi yapmaya başlamalıyız. Kişinin zaman yönetimi, motivasyon ve yeterlilik seviyesi mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
- Aceleci davranıldığında; Aldığımız tüm kararları kısıtlı bir zaman dilimi süresince aynı anda uygulamaya çalışmak yorucu olabilir, unutulmamalı ki değişim kolay değildir.
- Kararlar yazılı hale getirilmediğinde; Bir fikri, bir hedefi yazmak netleştirmenize ve unutmamanıza destek olabilir. Hedeflerinizi bir ajanda eşliğinde veya e-posta yoluyla yazılı duruma getirebilirsiniz. Böylece takip ve devamlılık sürecinde size rehberlik edecektir.
- Kararlar/Hedefler paylaşılmadığında; Evet, en önemli etken içsel motivasyon ancak engeller ile karşılaştığımız anlarda yola devam edebilmek ve sürdürülebilirlik için sevdiklerimizin desteğinin de olumlu etkileri olacaktır.
Yüksek motivasyon beraberinde aldığımız karar ve hedeflerimize tam anlamıyla ulaşamadığımız sürece kendimizi başarmış saymıyoruz. Mükemelliyetçi yanımız her şeyi hatasız yapmak istiyor ve en ufak bir şey ters gittiğinde kendimize verdiğimiz sözü tutamadığımız için suçlu hissediyoruz. Halbuki öyle değil !
Amacımız doğrultusunda küçük de olsa her başarımız çok kıymetli; fark etmeliyiz.
Psk. Cemre Odabaşı