Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen depremler, anne babalara ‘’Çocuğuma depremi nasıl anlatmalıyım?’’ sorusunu da beraberinde gündeme getirdi. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu biliyoruz. Öncelikle bu gerçeği kabul edip çocuklarımıza kaygıya neden olmadan anlatmamızın önemli olduğu bilincine sahip olmamız gerekiyor.
Bu aşamada öncelikle anne ve baba olarak kendi duygularımızı anlamalıyız. Çünkü felaketlerin tahmin edilemezliği, aniden olması, insanların gücünü aşması ve çok büyük coğrafi alanlarda etkili olması; afetleri çok etkili ve yıkıcı kılmaktadır. Doğal felaketlerin çok şiddetli bir şekilde evlerde, okullarda ve endüstri alanlarında yol açtığı yıkım insan hayatı için de çok büyük tehlike ve risk oluşturmaktadır. Tüm afetlerde ortak bazı özellikler olmasına rağmen felaketler, bireylerdeki etkileri açısından farklılık gösterirler. Benzer şekilde; meydana geldikleri toplumun sahip olduğu sosyo-kültürel, tarihsel, ekonomik, politik ve coğrafi değişkenlere göre de farklı etkiler göstermektedirler. Bizler; ebeveynler olarak öncelikle kendi duygularımızı yönetebilmeliyiz. Kendi korkularını kontrol altına alamayan ebeveynin çocuğunu rahatlatması çok zordur. Çocukların ebeveynlerini model alarak davranışlarını şekillendirdiklerini unutmamalıyız. Çocuğun depreme ve deprem sonrasında verdiği tepkiler; ebeveynlerinin, akrabalarının, öğretmenlerinin ve diğer bakım verenlerinin başa çıkma biçiminden büyük ölçüde etkilenir. Bilgi, güvenlik ve yardım kaynağı yetişkinlerdir.
Belirsizlikler çocuklarda korkuyla birlikte kaygıların artmasına neden olur. Kaygılanan çocuklar kendilerini güvende hissetmezler. Bu nedenle çocukların zihinlerinde oluşan ‘’Neden?’’ sorularına yaşlarına uygun cevaplar vermek ebeveynler açısından önem arz eder. Her durumda çocuğun yaşı ve olgunluk düzeyi göz önüne alınmalıdır. Depremlerin fiziksel olarak nasıl gerçekleştiğini yaşına uygun olarak anlayabileceği bir dille anlatılmalıdır. Yaşanan durumu gizler ve onunla konuşmazsanız, çocukta afetin konuşulamayacak kadar korkutucu, daha doğrusu başa çıkılamaz bir olay olduğu izlenimi uyanabilir. Bu nedenle depremin olduğundan daha yoğun bir endişe ve korkuya yol açmaması için çocuğunuza dürüst olmak çok kıymetlidir.
Çocuğunuz okul öncesi, birinci ve ikinci sınıf düzeyinde ise henüz somut dönemde oldukları için deprem olgusunu somutlaştırarak anlayabileceği basit ifadelerle ve oyunlarla anlatabiliriz.
Okul çağındaki çocuklar depremi anlayabilecekleri olgunlukta oldukları için depremlerin neden yaşandığını daha kolay kavrarlar. Yeryüzünde meydana gelen olayların doğal bir oluşum olduğu bunlardan birinin de deprem olduğunu ve fiziksel olarak nasıl gerçekleştiğini onlara anlatabilirsiniz.
Ergenlik öncesi yaş grubundaki çocukların, ailelerinin riski gördüklerini bunun için güvenlikle ilgili gerekli önemleri almaya hazır ve almakta olduklarını duymaları ve bu konuda evhamlanmanın ötesinde birçok gerçekçi adımı attıklarını bilmeleridir. Böyle olduğu takdirde özellikle ergenlik öncesi yaş grubundaki çocukların kaygıları kontrol altında olacaktır. Ergenlik çağındaki çocuklara deprem hakkında daha nesnel bilgi verilebilir. Onlara hayatın başka tatsız ve tehlike içeren alanlarında olduğu gibi depremin de hazırlanılması gereken bir risk olduğu belirtilebilir. Ergenleri depremden korunma ve depremin sonuçlarıyla başa çıkmaları için yapılacak hazırlıklara ortak etmek, onların depremin hayatları üzerindeki etkisini kontrol edebileceklerini görmelerini sağlamak güvende olma duygularını pekiştirecektir.
Diğer önemli bir husus da evimizdeki tehlikeli ve güvenli yerleri, onlara göstererek anlatmak olmalıdır. Bu konuda depremden nasıl korunacağımızı anlatan videoları izleyip evinizde küçük tatbikatlar yapabilirsiniz.
Her şeyin iyi olacağı konusunda güvence verilmeli, ne yapacakları ve durumla nasıl başa çıkacakları anlatılmalıdır. Önlemlerimizi aldığımızda depremin vereceği zararlardan korunabileceğimizi, güvende olduğumuzu çocuğumuza ifade etmeliyiz. Çocukların zihnini karıştıracak, kaygılarını arttıracak bilgi vermekten kaçınmalıyız. Kendini güvende hissetmesi için ‘’Ben senin yanındayım, aldığımız önlemlerle kendimizi koruyup depremi atlatacağız’’ şeklinde söylemler çocuğunuzun kaygılarını azaltacaktır.
Çocuğunuza sıkça sarılın, temas edin bu onun kendisini güvende hissetmesine katkı sağlayacaktır. Çünkü çocuklar kendilerinin güvende olduğunu hissetmek isterler. Güvende hissetmediklerinde kaygıları artar kaygıyla birlikte korkular, uyku problemleri, iştahsızlık, ağlama nöbetleri gibi sorunlar kendini göstermeye başlar.
Anormal koşullarda normal reaksiyonlar olamaz; çocukların aşırılıklarını buna göre değerlendirmek, daha ziyade gündelik hayatını sürdürmesini sağlayacak düzenlemelere odaklanmak gerekir.
Rutinleri ve kuralları değiştirmeyin, esneme veya geçici düzenlemeler yapmanıza engel yok.
Yetişkinler için olan haberleri izlemelerine izin vermeyin.
Deprem sonrası hayat hakkında düşünün, beraber hayal edin.
Başkalarıyla yardımlaşmaya yönlendirin.